Haber

Fakıbaba: Doğru adayı bulacağız Altılı Masada çok doğru aday var

ANKARA – AK Parti’de uzun yıllar bakan, milletvekili ve belediye başkanı olarak siyasetin içinde olan Ahmet Eşref Fakıbaba, Ekim ayı sonunda sürpriz bir şekilde ÂLÂ Partisi’ne katıldı. “Siyaseti bırakmayı düşünürken” muhalefet saflarına katılan Fakıbaba, UYGUN Partisi Genel Başkanı Meral Akşener’in Başdanışmanı olarak partide göreve başladı.

AK Parti’deyken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş için oy kullanmak isteyen Fakıbaba, “Sistemin yanlış olduğunu, bizim de yanıldığımızı bizzat gördüm” dedi. Fakıbaba, pişman olacak bir şeyi olmadığını ve AK Parti’de rahatsızlığını dile getirmesine rağmen “bunun dikkate alınmadığını” söyleyerek seçimlere ilişkin iddialı konuştu. Büyük bir sürpriz yapacaklarını söyledi.

‘BURADA ÇOK MUTLUYUM, ÇOK RAHAT’

Ahmet Eşref Fakıbaba’nın Altı Masa’nın cumhurbaşkanı adayından AK Parti’deki değişime, başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliği teklifinden hükümetin tarikatlarla ilişkisine kadar pek çok konudaki sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle oldu:

AK Parti’den istifa edip ÂLÂ Parti’ye katılmanız kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bugünden itibaren gidişinizin ardından gelen tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz??

Burada çok mutluyum, çok rahatım. Sayın Genel Lider ile her zaman konuşabiliriz, sorunları tartışabiliriz. Arkadaşlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Seçimlerden sonra hem ülke hem de gündemin çok daha keyifli olacağına inanıyorum. Bu inançtan ve iyi bir aile içinde olmaktan dolayı mutluyum. UYGUN Partisi olarak seçimlerden sonra çok güzel şeylere imza atacağız.

‘SÖYLEDİĞİM ŞEYLER İLERİ DEĞİLDİ’

AK Parti’den ayrılma kararı zor bir karar mıydı?

Hastalığım aniden gelişmedi. Genel olarak, yerel alanda büyük bir rahatsızlık duydum. Bunları çok iyi anlatmama rağmen ciddiye alınmadı. İnanın 2023 yılında aday olmayı düşünmüyordum. Meral hanımı tanıdıktan sonra çok inandım ve teklifini kabul ettim. Şimdi geçtiğime çok memnunum.

‘KANUNUN OLMADIĞI YERDE İNSANLAR HUZURLU OLAMAZ’

Ayrılma kararının ani olmadığını söylediniz. Bir kırılma noktanız var mı? AK Parti’de kalamayacağınızı hissettiğiniz o kırılma anı ya da anlar nedir?

Dediğim gibi kırılma aniden başlamadı. Hukukun ve adaletin olmadığı yerde insanlar rahat ve huzurlu olamaz. Ekonomi düzelmez. Bu kapsamda birçok uyarıda bulunmama rağmen hukukun ve adaletin ilk yıllarımızdaki gibi işlemediğini gördüm. Bunun yanı sıra eğitim, sağlık ve özellikle dar gelirlilerin ekonomik hayatları ile ilgili çeşitli eleştirilerim oldu. Ama bunların en değerlisi hukuk ve adaletti. Bunların dikkate alınmadığını görünce siyaseti bırakayım mı diye düşünüyordum ama Meral Hanımla tanışınca bu fikrimden vazgeçti.

.

‘Pişman olduğum bir şey yok’

Peki geriye dönüp baktığında pişman olduğun bir şey var mı?

Düşünüyorum da, pişman olacak hiçbir şeyim yok. Elimden geldiğince… 20 yıldır siyasetçiyim. Belediye başkanlığımda, milletvekilliğimde ve bakanlığımda halkı nasıl memnun edebiliriz, refah seviyesini nasıl yükseltebiliriz diye hep iyi niyetle ve samimiyetle çalıştım. Siyaseti çok seven bir kardeşim. Hatalarımız mutlaka vardır insanız ama pişman olacağım bir şey olduğunu düşünmüyorum.

‘KEŞKE 3 EVET DEVAM ETSE AK PARTİ’DEN BIRAKMAMIŞ OLSUN’

Meral Akşener ile görüşmenizin altını çizdiniz. Bu süreçte Akşener’le tanışmak “keşke” geç mi? “Keşke daha önce tanışsaydım” mı diyorsunuz?

Keşke şu olsa; 3 Y (Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar) ile yola çıktık. O 3 yıl devam etseydi keşke AK Parti’den hiç ayrılmasaydım. 3Y devam etseydi bence YETER Parti olmazdı. Gücümüz yüzde 55 ile devam edecekti. Yolsuzluğun olduğu yerde yoksulluk vardır. Yolsuzluğun olduğu yerde yasaklar, yolsuzluk, adaletsizlik, hukuksuzluk vardır. AK Parti’nin fabrika ayarlarını koruyabilseydik… 20 yıl çalıştık, kolay mı? Böyle bir şeye gerek kalmayacaktı.

‘HASTALIKLARIMDAN RAHATSIZ OLAN ARKADAŞLARIM OLMALIDIR’

Rahatsızlığınızı bırakarak gösterdiniz. AK Parti’de sizden rahatsız olan ve ayrılmak isteyen başka isimler var mı? Ya da ayrıldıktan sonra “İyi yapmışsın keşke biz de yapabilsek” diyen oldu mu?

Kimse beni arayıp “İyi yapmışsın keşke biz de ayrılsak” demedi. Ancak bu rahatsızlıklardan rahatsız olan arkadaşlarım mutlaka vardır. Ancak kaç tane olduklarını, ne olduklarını bilmiyorum.

‘SİSTEMİN YANLIŞ OLDUĞUNU VE BİZİM YANLIŞ OLDUĞUMUZU KİŞİSEL GÖRDÜM’

İYİ Parti ve Altı Masa’nın ortak söylemi ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş sürecinde AK Parti saflarında yer alarak bu sisteme oy talep ettiniz. Geriye dönüp bakınca ne yanlış yapıldı, ne eksik?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için de çalıştım, oy kullandım, oy istedim. Başkanlık sisteminde yasama, yürütme ve yargı yani kuvvetler ayrılığı çok daha aktif bir şekilde kullanılacak diye düşünüyorduk. Ama ne yazık ki durum böyle değildi. Aslında en çok kırıldığım dönem bu Başkanlık Sistemi sonrasıydı. Sorunların hızla çözüleceğini ve herkesin daha rahat edeceğini düşünürken artık devlet dairesine gidiyorsunuz, belge veriyorsunuz, bir iki ayda bir belgeye cevap almanız mümkün değil. O kadar hantallaştı ki… Sistemin yanlış olduğunu, bizim de yanıldığımızı bizzat gördüm. Kuvvetler ayrılığı da dedik, bunlar kuvvetler birliğine dönüştürüldü. Şu anda Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesinin gerekli ve gerekli olduğuna da inanıyorum.

.

‘HAKKIM YOK’

Seçime çok az bir süre kaldı. Seçim sonuçlarıyla ilgili öngörünüz nedir?

İYİ Parti’nin büyük bir sürpriz yapacağını düşünüyorum. Patlayacağız. Yüzde 15, 16, 18 denilse de çok farklı. Sokaktayız, bunu görüyoruz. İnşallah çok büyük bir patlama yapacağız ve ülkeyi biz yöneteceğiz.

Küskün AK Partililer diye bir seçmen var. Sizin için AK Parti’ye kırgın diyebilir mi?Z?

küskün değilim AK Parti’nin politikalarını beğenmediğim için kendi isteğimle köşeme çekildim ama daha sonra bir partiye inandığım ve memnun olduğum için geldim.

Peki bu küskün seçmen kitlesi nereye gidiyor?

Hatta partisine kin besleyen seçmene baktığımızda ikinci adres UYGUN Partisi. Bu da yarınki başarımızda bunun sürpriz olmadığını gösteren değerli verilerden biri.

‘DOĞRU ADAYLARI BULACAĞIZ’

Seçimlerde en değerli gündem maddesi Altı Masa’nın üreteceği ortak cumhurbaşkanı adayı. Aday belirlenemediği için eleştiriler masaya yatırılıyor. Aday belirlemek için çok mu geç?

Çok geç olup olmadığını görmek için geriye bakmalısın. Ekmeleddin İhsanoğlu seçimlere iki ay kala açıklandı. Muharrem İnce de seçimlere bir buçuk ay kala belli oldu. Seçimlere daha altı ay var. Bir buçuk yıldır herkes Türkiye’nin gündemini değiştirmek için “adayınız kim” diye bağırıyor, “adayınız kim” diye bağırıyor. İktidar ne olacağını anlasın diye, belden aşağısı vurulsun diye bunu istiyor. Tablo of Six’in en doğru kararı vereceğini düşünüyorum.

“Böyle bir aday olmalı” diyerek gözlerinizi kapattığınızda aklınıza nasıl bir insan geliyor?

Doğru adayı bulacağız. Türkiye’de çok sayıda gerçek aday var, Altı Tablo’da çok sayıda doğru aday var. Gözümü kapattığımda Altı Masa’da samimi, dürüst, adil, demokratik, parlak bir geçmişe sahip başkanlar var, Türkiye’de de var.

BAŞÖRTÜSÜ ÖNERİSİ: ÇOK BÜYÜK ARKADAŞLAR EVET DEMEK KARARI VERDİ

AK Parti hükümeti başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifini TBMM’ye getirdi ve muhalefetin tavrı merakla bekleniyor. ÂLÂ Parti Sözcüsü Kürşad Güçlü, partisinin Genel Yönetim Kurulu toplantısının ardından gidişatın “evet” tarafında olduğunu açıkladı.

Ben de o toplantıdaydım. Arkadaşların çoğu bu konuda “Evet” denilmesi gerektiğine karar verdiler. Sayın Genel Başkan çok demokrat bir insan. Her konuda görüşlerimizi alıyor. Bu fikirlere göre hareket edeceğine inanıyorum.

Böyle bir düzenlemeye ihtiyacım var mı?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu böyle bir şeyi gündeme getirdi. Hükümet de bunu bir seçim aracı olarak kullanmak için sahiplendi. Meğer kanun için Kılıçdaroğlu’nun sözüne gerek yok… İnsan istediğini özgürce giyebiliyor. Buraya kadar geldikten sonra GÜZEL PARTİ olarak bir cevap vermeliydik. Parti sözcümüz cevap verdi.

.

‘Bir Müslüman olarak beni de üzdü’

Diyelim ki 400 milletvekiline ulaşıldı ve Altı Tablo onaylanırsa anayasa değişikliği yapıldı. Meclisten geçse bile Cumhurbaşkanı Erdoğan değişiklik teklifini “toplum karar versin” diyerek referanduma sunabilir. Bu durum ne yaratır?

Cumhurbaşkanı önce vatandaşına açıklamalı. Aslında referandum sandıklara gidecekse ortada samimiyet yok demektir. Sadece dindar insanları siyaset için kullanmak demektir. Bir Müslüman olarak bu beni de üzüyor.

ÇOCUK İSTİSMARI: SINAV YAPILMADI

6 yaşındaki çocuğun istismarı bir haftadır ülke gündemini meşgul ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaklaşık 10 gün sonra konuştu ve sözleri tepkiyle karşılandı. İktidar bu süreçte nasıl test yaptı?

Tüylerim diken diken. Bu bir bebek. Devlet bunu çok iyi değerlendirmeli. Bu vicdanla, ahlakla, dinle, insanlıkla, hiçbir şeyle bağdaşmayan bir olaydır. Tıpkı bir suç örgütü gibi. Doktoru, memuru, annesi ve babası vardır. Bunlar derhal araştırılmalı ve insanların vicdanları biraz rahatlatılmalıdır. Bu bir evlilik değil. 6 yaşındaki bir çocuğun, 13 yaşındaki bir çocuğun evliliği mi? Suçlular bir an önce tespit edilip adalete teslim edilmelidir.

Bütçe görüşmeleri sırasında, Aile Bakanı Derya Yanık’ın söz konusu olayla ilgili sözleri de büyük tepki topladı. 2020 yılından bu yana yaşananları bildiklerini belirten Bakan Yanık’tan istifa davetleri de konuşuluyor.

Bana verilen iyi bir test yoktu. İki yıldır biliniyor. Bu olayın bir an önce açıklığa kavuşturulması gerekiyordu. Keselim demiyorum. İlk anda duyduğumda ‘İdam edilmeleri gerekiyor’ dedim ama yargılamanın bir an önce yapılması gerekiyor. Ben Bakan olsaydım adaleti hızlandırmak adına çok hızlı hareket eder, belgeleri gündeme getirirdim. Bence Sayın Bakan burada yanılıyor. Burada bir ihmal yok. Allah göstermesin, kasıtlı bir gizleme ise, örtbas etmek çok daha ciddi bir hatadır.

‘Dürüst Tarikatlar da Var’

Bu cinsel akından sonra devletin mezheplerle ilişkisi gündeme geldi. Günümüz hükümetinde mezhepler güçlü mü?

Çok samimi ve dürüst mezhepler de var. Bu işi sadece ticari amaçla kullanan ve bunu bir güç gösterisine dönüştüren mezhepler de vardır. Devlet bunu çok yakından takip etmelidir. Cemaat ve tarikatların yeterince denetlenmesi ve ticari faaliyette bulunmalarının engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Urfa’da çok iyi biliyorum; Çorba ve ekmekle bir tarikat yönetenler var, çok lüks bir hayat yaşayanlar var. Din israf ve lüks ile birleştirilemez. Ben, “Ben iyi bir mezhebim” diyen kişi olsaydım, “Gelin beni mezhebim adına inceleyin” derdim. “Hakkımda her şey açık, şeffaf, gelirimin nereden geldiği belli” diyorum.

.

‘SÜRPRİZ YAPACAĞIMIZA İNANIYORUM’

Sen Urfalısın. AK Parti aday göstermeyince bağımsız olarak seçime girdiniz ve belediye başkanı seçildiniz. GÜZEL Parti’ye girdikten sonra seçimlerde Urfa’da durum ne olacak? Görevin nedir?

Urfalı hemşehrilerim bana inanıyor. Ben de onlara inanıyorum. Samimiyet çok değerlidir. Politikacılar halkın hizmetkarlarıdır. Bunu şaka olarak söylemiyorum. Başhekim olduğum için Urfalı hemşehrilerim bilir ki sözümün doğrudur. Kararı yine hemşehrilerimiz verecek ama oylarımızın çok yükseleceğine ve onları şaşırtacağımıza inanıyorum.

‘ZORLAMAYA RAĞMEN SAYI ÇOK DÜŞÜK OLDU’

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Urfa’da miting düzenledi. Daha önceki mitingleri de biliyorsunuz. Herhangi bir fark var mıydı? Hükümet ne bekliyordu?

2003’leri, 2010’ları hatırlıyorum. Havalimanından miting alanına kadar büyük bir kalabalık olurdu. Karşılayanlar yürekten, gözlerinde bir gülümsemeyle dokunmak için toplanıyorlardı. Camilerden anons yapılmadı, öğrenciler davet edilmedi, görevlilerin katılmasına gerek görülmedi. İnsanlar kendi hür iradeleriyle Başbakanı görmeye gelirdi. Ama bu sefer öyle değildi. Çevre illerden otobüsleri görüyorsunuz. Bu tür harcamalara gerek yok, bunlar kamu kaynakları. Çok zorlama bir mitingdi. Eski rallileri yeni ralli fotoğraflarıyla karşılaştırdığınızda bu kadar zorluğa rağmen sayının çok az olduğunu hemen anlıyorsunuz.

Urfalılar kırgın mı?

Alınıp alınmadığına benim karar vermem doğru olmaz. Bu, eski motivasyon eksikliğinin bir işaretidir. Bunun bir güçlük olduğu açık.

‘SORUNLAR NEBATI BAKANI OLMADAN BAŞLADI’

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de Urfalı bir siyasetçidir. Ekonomik konulara değindiniz, bu sorunları Bakan Nabati görevdeyken kendisine iletme fırsatınız oldu mu?

Sayın Nabati Bakan olmadan sıkıntılar başlamıştı. Çok fazla dikkate alınacağını düşünmediğim için fazla temasımız olmadı. İktidarın başarısı, bakanların başarısı Türkiye’nin başarısıdır. Başarılı olmasını gerçekten istiyorum. Dün bana EYT soruldu, sanki hiç duymamış gibi ilgisizdi, bu beni çok üzdü. Milyonları dikkate alan bir şekilde yanıt vermesini beklerdim. “Asgari ücretliye, memura, emekliye ne verilirse onun hakkıdır. Dar gelirliye, fakire vermek bereket getirir” dedi. Burada devlet memurunu, emekliyi, asil ücretliyi hayır kurumuna bağımlı hale getirdiysek çok üzücü bir olaydır. Bu açıkça beyninizin arkasında yatan şeydir. Emekliler ağlıyor, temel ücretliler perişan, memurlar da aynı durumda. Türkiye’nin geldiği görüntüye baktığınız zaman çok kötü durumda olduğunu görüyorsunuz. Şu anda bunu değiştirmeye çalışıyorum.

‘VURUTUN DA KAZANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM’

İYİ Parti Genel Başkanı Başdanışmanı olarak partide görev alıyorsunuz. Bundan sonraki çalışmalarınız nasıl devam edecek?

Meral Hanım örnek bir liderdir. Onun yanında bizler de meslektaşlar olarak yaptığımız her şeyle insanlara örnek olmamız gerekiyor. 2023 seçimlerinden sonra sadece siyasetçilerin, ailenin, damadın, kızın, oğlun, akrabanın değil, vatandaşın da kazanması gerektiğini düşünüyorum. YETERLİ Parti’de bu görüşte olan birçok arkadaşımız var. Onun için çok mutluyum. Tecrübemiz var. Gerçek fikirlerinizi kabul ettirmek paha biçilemez. Bu niyetleri empoze edebileceğimiz bir yerdeyim diye düşünüyorum.

‘AK PARTİ’NİN EN BÜYÜK DİNİ BİR SİSTEM İNANÇTIR’

Sosyal devletin birinci görevi öğrencilerin barınma sorununu, yurt sorununu çözmektir. Umutsuzca gençlere bakıyorsunuz. “8 kişilik odada yaşanmaz” diyorlar. Temizlik yok, hijyen yoksa burada yöneticilerin suçu var. 3 Y, “Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar” diyoruz. Ve yolsuzluk başladı. Herkes karıştı. O yurt müdürü utanmıyor mu? Neden dikkat etmiyor? Yolsuzluk her kurumda oldu. Kurumsallaşmadık. Devlet kurumsallaşmamıştı. Bu en değerli sorunlardan biridir. Biri gelir sistem kurar, biri gelir o sistemi değiştirir. Bence AK Parti’nin en büyük başarısızlığı sistem kuramamasıdır. Kurumsallaşmamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu